2 Ocak 2012 Pazartesi

Gönül elden gidiyor, ey gönül sahipleri....



Gönül elden gidiyor, ey gönül sahipleri. Allah için yardım edin. Yazıklar olsun, gizli dert açığa çıkacak!

Gemimiz oturmuş, hareketten kalmış. Ey muvaffık rüzgâr kalk,es. Belki aşina sevgilinin yüzünü bir daha görürüz.

Dostum, feleğin on günlük sevgisi masaldan ibarettir. Dostlara iyilik etmek için şu on günlük fırsatı ganimet bil!

Bülbül dün gece gül ve şarap meclisinde, sarhoşlar; uyanın... sabah şarabını getirin diye ne güzel de şakıdı...

İskender'in aynası şarap kadehidir: Bir bak da sana Dara saltanatının akıbetini göstersin.

Ey kerem ve ihsan sahibi, selamettesin, sağ ve esensin. Buna şükret de yoksul biçareyi bir günceğiz olsun sor, soruştur!

İki cihanın da istirahatı, şu iki sözün tefsirinden ibarettir: Dostlara mürüvvet, düşmanlarla geçim!

Bize iyi ad, san kazanma civarına yol vermediler: Beğenmiyorsan takdiri değiştir!

Zahidin "kötülüklerin aslı" dediği o üzüm suyu yok mu... bize kız oğlan kızları öpmeden daha hoş, daha tatlı!

Elin daraldığı vakit, yoksulluğa düştüğün zaman içmeye, sarhoş olmaya çalış. Çünkü bu varlık kimyası, yoksulu Karun yapar.

Serkeşleğe kalkışma sakın. Avucunda mermeri bile balmumu gibi eriten sevgili gayrete gelir, kıskanır da seni mum gibi yakar, yandırır.

Farsça söyleyen güzeller, adamın ömrüne ömr katarlar; Saki, zahit rintlere müjde ver!

Ey eteği temiz şeyh, bizi mazur gör. Hafız, bu şaraba bulaşmış hırkayı kendiliğinden giymedi ya!

Hafız-ı Şirazî

2 yorum:

nomen dedi ki...

Meclis bir "ah"ın ucundan tutuşmuş yine!

Yüreğinize sağlık.

Enis Diker dedi ki...

Hafız'dan bahis açmadan geçmek eksik olurdu herhalde:)). Çok teşekkürler:)