20 Eylül 2011 Salı

1063. Dilersen akik ol, elmas ol! Dilersen kerpiç ol, taş ol!

Müstef'ilün, Müstef’ilün, Müstef'ilün, Müstef’ilün.
(c.V, 2134)

• Dünyada böyle bir ay, böyle büyük bir varlık olamaz. Ey gönül aksak yürü, inada kalkışma! Beni savaşla korkutuyorsun. Haydi savaş bakalım, savaş!

• Biz ebediyet şarabı içmiş, Hakk sevgisi ile mest olmuş kişileriz. Sen ise akıllısın, hünerlisin; tanınmak istiyorsun, şöhret peşinde koşuyorsun.

• Sevgilinin aşkı ile can ver! Bu varlık, benlik dövüşü aşksız çözülmez. Ey ruh, burada mest ol! Ey akıl, sen de burada topalla!

• Onun aşk ayranına düşmüşsün. Zâten sen onun aşkından doğmuşsun. Esirsen yüzlerce fersah ileriye koş; bu puttan, bu güzelden kurtulmana imkân yok. (Eski insanların kullandıkları "Fersah" mesafe, bugünün beş kilometrelik bir mesafesidir.)

• Mümin isen o seni aramadadır. Kâfir isen seni imana çağırmadadır. İstersen bu tarafa git, sıddık ol, doğru bir insan ol. İstersen o tarafa git, firenk ol, sapık ol!

• Gözün onun bağında bahçesinde kalmış. Kulağın onun tatlı sözlerinde. Sen onun gelirine, ihsanına dal, bal arısı gibi ol! Onun hurma fidanına sarıl, salkım salkım meyve ver! İnsanlara yararlı ol!

• Gökyüzünün beli bükülmüş, onun okuna yay olmuştur. Su onun emrine uymuş çağlayarak denize doğru koşmadadır. Doğru isen git bir eren ol! İnsanca doğru yürümesini bilmiyorsan, eğri büğrü gidiyorsan, yengeç ol!

• Onun yüce, geniş bir ülkesi var. Nasıl olursan, ne olursan ol sen ona lâzımsın. Dilersen akîk ol, la'l ol, elmas ol! Dilersen kerpiç ol, taş ol! O büyük ülkeye o da lâzım, bu da.

• Lâ'l isen de gel, taş isen de gel, onun belâ seline düş, yuvarlana yuvarlana onun "Ehâdiyyet" (=birlik) denizine doğru koş, koş da ilâhî aşkla çırpınıp duran aşk denizine misafir ol!

• Bu deniz Hızır(a.s.)'ın âb-ı hayatına benzer. Ne kadar içersen iç eksilmez. O denizin suyu eksilirse, senin gönlün de o zaman daralsın, senin canın sıkılsın.


Divan-ı Kebir den Seçmeler – Şefik Can – Cilt 3

Hiç yorum yok: